İneklerin sütlerini sağmaktan vazgeçip sütlerinin kesilmesini sağlamaya kuruya alma adı verilmektedir. Yaşadığımız dönemde süt sığırcılığı hayvancılık işletmeciliğinde en mühim hususlardan biri hamile ineğin vaktinde soğultulup kuruya alınmasıdır. Pek çok işletmede bu söylenen zaman aralığında inek kuruya alınmamakta ya da nasıl alınacağı tam anlamıyla bilinememektedir. Bazı üretici kişiler inekleri aç bırakıp hayvanları kuruya almaya çalışmakta ve uygulanan bu işlem doğru bir karar değildir.
Doğumun gerçekleşmesine altmış gün kala kuruya alınmalıdır. Zaten bu esnada süt randımanı düşmüştür. Tükettirilen yem de biraz düşürülür. Doğumun gerçekleşmesine altmış beş- yetmiş gün kala iki defa uygulanan sağım günde bire düşürülür. Birkaç gün böyle devam eder, sonra iki günün ardından bire düşürülür ve yedi-on günün sonuna gelindiğinde sağım tamamı ile bitirilir. Memede kalan süt koyulaşmaya başlar ve memede gözle görülür bir şişkinlik ortaya çıkabilir. Bu hal zaman ile yok olur ve doğum gerçekleşene dek asla sağım yapılmaz. İnekleri kuruya almanın yararları aşağıdaki gibi özetlenebilmektedir.
* On ay devamlı sağılan inek yorgun hale gelmiştir. Süt üreten organın dinlenmesi gerekmektedir.
* İnekler tükettikleri yemi süt randımanı yerine karınlarındaki yavrunun büyümesine kullanmış olmaktadır.
* Devamlı sağım sebebi ile yitirdiği mineral madde ineğin vücudunda yeniden biriktirmek için süre vermiş olur.
* Uzun zaman alan sağım sebebi ile vücut yapısı bozulmaya başlamıştır. Dinlenme sürecinde vücudun yapısı düzelmeye başlayarak normal doğumun gerçekleşmesine imkan sağlanmaktadır.
* Kuru dönem geçirmiş bir ineğin, sonraki sağım sürecinde daha fazla süt ürettikleri görülmektedir.
Kuru Dönemde Beslenme
İneklerin kuru dönem süreçlerini ikiye bölmek gerekmektedir. İlki, kuruya ayrılan doğuma 2-3 hafta evvel geç kuru dönemdir.
İnekler kuruya alındıktan sonraki ilk süreçte bol kaba yem ile beslenmesi gerekir. Bu beslenme programı kuru dönemin son yirmi gününe dek sürdürülmelidir. Eğer işletmeci kişilerde kaliteli yemler bulunuyor ise bu süreçte üç-dört kilogramdan çok keşif yem verilmemesi gerekir. Kuruya alınan ineklere çok ölçüde silaj ve posa gibi kaba yem tükettirilir ise, midede, yer değiştirme ya da burulma görülebilmektedir. Bu sebep ile kuru döneminde kaba yemler tükettirilmeli, hacimli olan kaba yemden uzak tutulmalı.
Kuru dönemin ilk bölümündeki besleme ineğin haline yani kondisyonuna göre ayar verilir. Eğer inek zayıfsa biraz daha dirençli, hali iyiyse zayıf beslenmesi gerekir. Bu süreçte ek vitamin ve mineral desteği oldukça mühimdir. Bu süreçte en mühim şey ineğin yağlanmamasıdır. Şayet yağlanma başladığı görülür ise yemleme programı farklılaştırılıp ineğin zayıflatılması gerekir. Aksi takdirde fazla yağlanma, doğum güçlükleri ve metabolizma seviyesinin bozulmasından dolayı kaynaklanan rahatsızlıklara neden olabilir. Yaşlı olan inekte yağlanmalar kolay hızlı meydana gelmektedir. Kuru dönemde olan beslemede yaşlı ineğe çok önem vermek gerekir. Kuru dönem sürecinin başlangıç bölümünde düşük keşif yem tükettirilmesinin beraberinde ineklerin mineral, vitamin ve iz mineral açısından takviye edilmesi gerekmektedir. Bunu gerçekleştirmek için bu süreçteki beslemede ineğe katkı maddesi tükettirilmelidir.
Kuru dönem sürecinin ikinci bölümü, yani doğumun gerçekleşmesine iki-üç hafta kaldığı zamandaysa tam aksine bir besleme uygulanması gerekir. Bu süreçte inek fazla keşif yem ile beslenmeli ve doğum ile başlayacak fazla süt randımanı dönem için hazır edilmelidir. Yem her gün 0,5 kilogram yükseltilerek günde sekiz-on kilogram yani, canlı cüssesinin %1-1,5’na kadar yükseltilir. Üstelik çok yüksek randımanlı olduğu tanınan ineklerde bu ölçü daha da yükseltilebilir. Bu tip ineklere alıştırarak tüketebildiği kadar keşif yem tükettirilmelidir. Bu durumun başlıca iki faydası bulunmaktadır. Doğumdan evvel yüksek ölçüde keşif yem tüketmeye alışan ineğin işkembesi fazla keşif yem yemesine uygun duruma getirilmiştir.