Yeni dünyaya gelen buzağıların ishalleri sık sık rastlanılan, genellikle çaresi bulunmayan ve ölümcül bir sorundur. Gereken tedbir alınmamış sürülerde buzağılar semptom göstermeden, ani bir şekilde hayatlarını kaybederler ya da ishal semptomu görüldükten sonra buzağıyı kaybetmiş olursunuz.

Gereken önlemler:

*  Doğumun gerçekleşmesine 30 gün kala düve ya da ineğin aşılanması

*  Ağız sütünü buzağıya yeteri kadar tükettirilmesi

*  Doğumu izleyen en kısa zamanda antiserum işlemi

Gereken önlemleri almak olduğundan daha garantili ve ucuzdur.

Eğer buzağıları muhafaza edemezsek;

Buzağının hayatını kaybetmesi, tedavi ve ilaç giderleri, fazlalaşan bakım masrafları gibi ekonomik zararlar meydana gelecektir. İshali atlatan buzağılarsa her bakımdan noksan olacaktır.

Ağız sütünün önemi

Buzağılara doğumu izleyen en kısa zamanda, en az 2 litre ağız sütü tükettirilmeli, tükettiğinden iyice emin olunması gerekmektedir. Ağız sütünü tükettirmeye devam edilmeli, yavru buzağının ilk 12 saat içerisinde en az 6 litre ağız sütünü içmesi gerekmektedir. Ancak bu şekilde yavru buzağı annesinden gıda ve koruyucu maddeleri yeteri kadar almış olur. Ağız sütünü daha sonraki zamanlarda da tükettirilmesi devam edilmelidir.

Ağız sütünün fazlası heba edilmemeli, dondurulmuş bir şekilde muhafaza edilmeli, ihtiyaç olan durumlarda kullanılmalıdır.

Buzağıların Göbek Sorunları

Bu rahatsızlıklar göbek yangıları, göbek apseleri ve göbek fıtıkları gibi sorunlar ile karşımıza çıkmaktadır. Ayrı ayrı olabileceği gibi, üç tane sorun hep birlikte ya da iki sorun birlikte olabilmektedir. Göbek fıtıklarının en mühim sebebi “kısa kopmuş göbek kordonu”dur. Doğum sırasında, bilhassa güçlükle çekip çıkarma yapılan doğumlarda bazen göbek kordonu kısa kopmaktadır. Bu hal göbek fıtığı tehlikesini meydana getirir. Doğum gerçekleşir gerçekleşmez göbek kordonunun, deliğin ve etrafının antiseptik bir solüsyon ile bilhassa iyotlu bir solüsyon ile temizlenmesi, kordonun iyotlu solüsyona batırılması göbek yangıları için alınacak ilk önlemlerden biri olmaktadır. Buzağıların yer aldığı alanın kuru ve temiz olmasına önem verilmelidir.

Buzağıların Eklem Yangıları

Genel olarak buzağıların hayatlarını kaybetmeleri ile sonlanan septisemi rahatsızlığı, buzağının ölmediği durumlarda eklem yangılarıyla meydana gelir. Eklemlerin şişmesi, şiddetli bir şekilde topallama, bazen de eklemlerden irin akması mevzu bahistir. Göbek kordonunun yangısı ile beraber ya da takip eden biçimde de etkisini gösterebilir. Bir ya da birden çok ekleme yayılmış olma ihtimali söz konusudur. Genel olarak öldürücü bir hastalıktır. Uygulanması gereken; doğumun gerçekleşmesine 30 gün kala annenin aşılanması, doğumu takiben en az zamanda hazır antiserum uygulanmalıdır. Buzağıların eklem yangılarının ağız sütünü tüketememiş ya da yeteri kadar tüketememiş buzağılarda ortaya çıktığı bilinmektedir. Dolayısı ile en mühim iş ağız sütünün buzağılara yeteri kadar tükettirilmesidir.

Buzağıların Solunum Sistemi Hastalıkları

Buzağılar ishalin ardından en mühim kayıp sebebi pnömoni, solunum sistemi enfeksiyonlarıdır. Genel olarak doğumu izleyen ilk aylarla sütten kesme evresi pnömoni için oldukça hassas zamanlardır.

Buzağıların pnömonisi iyi olmayan havalandırma şartlarında, kalabalık, kapalı barınaklarda bakteriler ile virüsler tarafından oluşturulan, ekonomik zararlar ve buzağı kayıplarıyla meydana gelen bir rahatsızlıktır. Nedenleri fazla olduğundan tedavi çoğunlukla başarısız olmaktadır.

Ekonomik zararların başında buzağıların hayatlarını kaybetmeleri gelmektedir. Fakat; tedavi giderleri, tekrar eden rahatsızlığın yeniden tedavi edilmeye çalışılması ve randıman azalışları da çok büyük ekonomik zararlara sebebiyet vermektedir.

Pnömoninin tedavi edilmesi mümkün olsa da daha önceden rahatsızlık atlatmış buzağılarda durum farklıdır. Tedavi edilmiş buzağıların hiçbir zaman rahatsızlık geçirmemiş buzağılar ile aynı ölçüde randıman vermesi beklenemez. Her açıdan geri kalırlar.

Çözüm olarak aşılama yapılmalıdır.

Aşılama programına kuru evredeki inekten başlamaları gerekmektedir.

Buzağılar dünyaya gelir gelmez hazır antiserum işlemi yapılarak muhafaza edilirler ve 3 aylık olunca aşılanmaya başlarlar.

Muhafaza etme, kolay, masrafsız ve garantilidir.

Tedaviler genellikle zor, pahalı ve başarılı olmaz.

Buzağının tedavi sonucunda hayata döndürülmesi ekonomik açıdan kayıpların önüne geçilmesi anlamını taşımaz. Çünkü; hastalık geçiren buzağı bundan sonraki yaşamında istenilen randımanı veremez. Zaten tedavi girişiminde olmak yeteri kadar koruyucu önlemin alınmadığı anlamına gelmektedir. Buzağıların yer aldığı alanın şartlarını düzeltmek ve aşılama işlemi yapmak en akıllıca çözümdür.